Matbaanın İcadı

Matbaanın Tarihçesi,Günümüzde Matbaa İlk Matbaayı KİM Buldu ?

İlk Matbaayı KİM Buldu ?

Matbaanın İcadı : Matbaa’yı Johan Gutenberg bulmuştur. Tek tek metal harflerle baskı tekniğini geliştirerek Dünya’da yaygın hale gelmesine sebep olmuştur. Zaman geçtikçede üzerine eklendi ve hızla gelişmeye başlandı.Tarihi verilere baktığımızda ilk matbaanın Çinliler tarafından M.S. 593 yılında kurulduğu biliniyor. Ancak o zaman ağaç oyma harfler ile işleyen ve tek tek döşenen ilkel bir şekli vardı. Yani matbaayı kim buldu sorusunun cevabını kolay hatırlamak için kâğıdı da bulan Çinliler diyebiliriz. Çinliler bu icatları ile kâğıt ile en büyük icadı yaparak oldukça önemli bir duruma gelmişlerdir. Yaptıkları baskılar ile ciddi dokümanlar elde etmişlerdir. Bu sayede dünyaya en güzel emanetlerini aktarabilmişlerdir. Kapalı bir toplum olan Çin gelenek ve göreneklerini yazılara bu şekilde aktararak gelecek kuşaklara geçirmişlerdir. Ayrıca bu tarihten 107 yıl sonra da Pekin’de ilk yazılı gazete basılmaya başlanmıştır.

İlk Türk Matbaası

İbrahim Müteferrika matbaaya yönelik çalışmalarına, ilk matbaayı açmadan yaklaşık sekiz yıl kadar önce 1719’da başlamış ve hatta bir Marmara haritası basmıştı. Baskı, şimşir üzerine oyularak hazırlanan kalıpla (klişe) gerçekleştiriliyordu. Fransa’ya olağanüstü elçi olarak gönderilen Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi ile oğlu Said Efendi’nin (Yirmisekizzade Mehmed Said Paşa) Paris’ten dönüşlerinden sonra İbrahim Müteferrika ile Said Efendi’nin ortak bir matbaa kurmak üzere anlaştıkları ve hazırlıklara giriştikleri, İbrahim Müteferrika’nın Sadrazam Damat İbrahim Paşa’ya verdiği dilekçeden anlaşılıyor. Bu ilk hazırlıklardan sonra, İbrahim Müteferrika sekiz yıldır bu işle uğraştığını ve matbaanın neden gerekli olduğunu anlatan -sonradan Vesiletü’t-tıbaa (Matbaanın Gerekleri) adı verilecek- 10 maddelik bir layiha (rapor) hazırlayarak İbrahim Paşa’ya sundu. Bir süre sonra matbaa açılmasına izin istemek üzere verdiği dilekçeye Vankulu Lûgatı’nın basılmış bazı sayfalarını eklediği düşünülecek olursa, Vesiletü’l-tıbaa’yı okuyan padişah ve sadrazamdan matbaa kurulması için izin alındığı, ilk basılacak eserin belirlenip basımevinin kurulduğu ortaya çıkar. Dolayısıyla, bunu izleyen dilekçe, ferman, fetva vb.ni bürokratik işlemlerin yerine getirilmesi olarak değerlendirmek gerekir. İbrahim Müteferrika’nın sadrazama sunduğu ve Vankulu Lûgatı’nın basılmış birkaç sayfasını eklediği dilekçede tarih yoktur. 1727’de verildiği düşünülen bu dilekçe, sadrazam tarafından kethüdasına şu yolda bir buyrultu ile gönderildi “Bu bilginlere ve medrese öğrencilerine yararlı, kolaylık sağlayacak bir konu olmakla, Kaptan Paşa ve Defterdar Efendi ile görüşerek izin verilmek üzere gereken kâğıtları yazıp düzenleyesiniz” Daha sonra Şeyhülislam Abdullah Efendi’den fetva alındı. Şeyhülislam ile dönemin din bilginleri, Vesiletü’t-tıbaa’ya birer övgü içeren sunuş yazısı yazdılar. Bunu Said Mehmet Efendi ile İbrahim Müteferrika’ya hitaben yazılmış Temmuz 1727 tarihli fermanın çıkması izledi. İlk Türk matbaası Osmanlı döneminde 1674 doğumlu İbrahim Müteferrika tarafından Sait Efendi ile birlikte 16 Aralık 1727 tarihinde İstanbul’da kuruldu. İbrahim Müteferrika kurduğu matbaada ilk olarak Vankulu Lügatı adlı kitabı bastı. Bu kitabın ardından toplam 17 eser ve 22 cilt basım yapan İbrahim Müteferrika 1745 tarihinde hayatını kaybetti. İbrahim müteferrikanın hayatının kaybetmesinden sonra matbaa el değiştirerek basımlarına devam etti.

Günümüzde Matbaa

Matbaanın İcadı ile günümüzde Türkiye’de matbaacılık ve basım alanında ciddi teknolojik gelişmeler yaşanmış ve sayısız miktarda matbaaya ulaşılmıştır. Günümüzde sadece kitap basımı alanında değil, farklı uygulamalarda da matbaacılık çalışmalarına rastlanmaktadır. Özellikle teknolojinin ve dijitalleşmenin gelişmesiyle dijital baskı alanında önemli gelişmeler mevcuttur ve ülkemizde de yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.Artık bilgisayarlardan kontrol edilen, otomatik bir şekilde çalışan makineler mevcuttur. İstenen kalite ve özelliklerde her türlü baskı yapılması mümkün hale gelmiştir.